İlk insanlar, insanlığın temel ihtiyacı olan açlığı gidermeye odaklandılar. Bu nedenle avcılık hayatlarının merkezindeydi. Erkekler kabileye yiyecek getirmek için vahşi doğada avlanırken, kadınlar mağaralarda ilk evleri yaratmaya çalıştı. Küçük gruplar halinde yaşıyorlardı. İlk ihtiyaçları ateş, yemek, kesici aletlerdi. Avcılık toplumundan tarım toplumuna geçerken, toprağı işlemek ve ürettiklerini satmak için tekerleğe ihtiyaçları vardı. Sanırım sektörün ilk temeli tekerlekle atıldı.
Tarım toplumundan sanayi toplumuna giden yolculuğun ilk adımı yine çarkın hızlı dönmesini sağlayan buhar makinesi ile olmuştur. Sanayi toplumunda hayatın hızla akması ve şirketlerin kurumsal işletmelere dönüşmesiyle birlikte, birbirleriyle iletişim kurma ihtiyacı ortaya çıktı. İletişimin gerekliliği bilişim sektörünü hayatımıza katmıştır. İlk bilgisayarlar, içinde delik olan kartlardan yapılmıştır. Endüstri çağından bilgi çağına geçiş yapılırken, bilgisayar endüstrisi üretim sektörüne iş akışını kolaylaştıracak yazılımların yanı sıra, bilgi paylaşımını kolaylaştıracak hızlı çalışan belleğe sahip bilgisayarları da sağladı. Evet, bilişim sektörü hızla gelişirken nesnelerin interneti, insanların canlı veya nesne olup olmadığına bakılmaksızın birbirleriyle iletişim kurmanın kapısını açmıştır. Artık karlılık, verimli çalışma, dünya kaynaklarını en iyi şekilde kullanma konuları sadece insan beyninin değil, insan yaşamını daha kaliteli ve konforlu hale getirmek için çalışan yapay zekanın da görevi haline geldi.
Teknoloji hızla ilerliyor. Bu hızın hayatımızı nasıl değiştireceğini öngöremediğimiz için doğal olarak korkuyoruz. Robotlar dünyayı ele geçirecek mi? Gelecekte bir distopyada yaşamayacağız. Toplum 5.0 bize şunu söylüyor: Teknoloji insan hayatını güzelleştirmek ve dünyayı daha yaşanabilir kılmak için var. Evet, toplumsal dinamiklerimiz değişecek, bu kaçınılmaz. Ancak tek sebep teknoloji değil; yeni nesil her zaman daha zekidir ve sosyal yaşamdan farklı beklentilere sahiptir. Toplum 5.0, Z kuşağı ve onların çok kolay kullandığı ve kullanıma hazır teknolojilerle oluşacak. X ve Y kuşağı olarak bizlerin buna uyum sağlamamız gerekiyor.
Hayatımızda gelişmeye devam eden teknolojiler, sosyal hayattaki bir boşluğu doldurdukları için var ve var olmaya devam edecek. Toplum 5.0, bugüne kadar yaşadığımız toplumsal değişimlerden çok farklı. Teknoloji artık sadece hayatımızı daha iyi hale getirmiyor, sadece ihtiyaçlarımızı karşılamıyor. Toplum 5.0 ile hayatımıza giren yeni teknolojilerin bir kısmı duygusal ihtiyaçlarımızı karşılayacak. Yapay zeka, cobot’lar, metaverse bunlardan sadece birkaçı. Burada beynimiz bize bir oyun oynuyor. Beynimiz, tüm döngülerini sınırsızca besleyen hayal gücünü yaşamak için, sanal dünyayı seçer. Fiziksel sınırlarımız yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı. Beynimizde hızla akan düşüncelerin aynı hızla fiziksel hayata akmasını sağlayabilecek sanal bir dünyaya sahip olmak üzereyiz.
Z kuşağı dünyaya bizden daha saygılı. Çevre aktivisti Greta Thunberg, bize çevrenin Z kuşağı için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Teknolojiyi daha sağlıklı çevre için kullanacaklar ve bizi çevreye daha iyi davranmaya zorlayacaklar;
karbon emisyonunu düşürün, karbon ayak izini azaltın, suyu temiz tutun, okyanusları korumaya alın. Tüm canlıların yaşama hakkı vardır. İnsanın en önemli özelliği yaratıcılıktır ve onu tüm canlılar ve çevre için dünyayı korumak amacıyla kullanmalıyız.