Çözüm, Problemi Yakalamada Başlar

Eleştirel düşünme, gözlem ve analiz… Bu üçlü, organizasyonunuzda yolunda gitmeyen şeylerin iş akışını sekteye uğratmaya kadar varacak büyük sorunlar haline gelmeden yakalanabilmesi için gerekli yetkinlikler. Karşılaştığımız problemleri yaratıcı bir şekilde çözebilmek çok önemli bir beceri; ancak bence asıl beceri, sorunların büyüyüp daha büyük problemlere dönüşmeden ele alınarak elimine edilmesi. Peki bunu nasıl yapacağız?

Problemleri Nasıl Yakalayabiliriz?

Öncelikle operasyonlar, finansal göstergeler ve müşteri geri bildirimleri gibi, işletmenin tüm yönleri hakkında güncel kalmamız gerekiyor. Düzenli olarak anahtar performans göstergelerini (KPI’lar) ve metrikleri gözden geçirip ve herhangi bir anormallik veya endişe verici alanı varsa tespit etmeliyiz. Böylece süreç içerisinde bu anormalliklerin takibini sağlayabilir; geçici mi yoksa sürekli devam eden nitelikte mi olduğunu görebiliriz.

Müşteriler, çalışanlar, tedarikçiler ve yatırımcılar gibi işletmenin çeşitli paydaşlarından gelen geri bildirimlere dikkat etmek gerek. Onlar işletmedeki potansiyel sorunlar hakkında değerli içgörüler sağlayabilirler.

İşletmenin farklı yönlerini, süreçlerini, sistemlerini ve çalışan performansını düzenli olarak değerlendirmeliyiz. Verimsizlikleri, darboğazları veya performansın beklentilerin altında kaldığı alanların belirlenmesi, problem çözümü aşamasında da büyük avantaj sağlayacak.

Zayıflıklarımızı konuşmaktan hoşlanmıyoruz ama güçlü yönlerimizi öne çıkarırken, belki bunları öne çıkarmadan önce istediğimiz seviyeye gelemediğimiz gelişim alanlarını tespit etmemiz kritik önem taşıyor. İç zayıflıkları ve dış tehditleri belirlemek için bir SWOT  analizi yapılmalı. Bu analiz, potansiyel sorun alanlarını ortaya çıkarmak ve bunlarla başa çıkmak için stratejiler geliştirmek için kullanılabilir.

Trendleri ve pazarın gittiği rotayı takip etmek bir işletmenin başarılı olmasına pek çok açıdan yardımcı olur. Problemleri yakalama özelinde baktığımızda ise endüstrideki değişimler potansiyel problemler veya fırsatların habercisi olacaktır. Önlemler alarak problemler oluşmadan önüne geçebilir, fırsatları değerlendirebiliriz.

Finansal tabloları, nakit akışı raporlarını ve bütçe sapmalarını analiz ederek işletme içinde finansal zorlukları veya verimsizlik alanlarını belirleyebiliriz. Gelirde azalma, giderlerde artış veya nakit akışı sorunları gibi temel sorunları gösterebilecek desenleri veya uyuşmazlıkları bularak bunları çözme konusunda atacağımız adımları daha verimli bir şekilde planlayabiliriz.

Hangi Göstergeleri Dikkate Alacağız?

İşletmedeki problem göstergeleri, organizasyonun performansını veya uzun vadeli sürdürülebilirliğini etkileyebilecek altta yatan sorunları veya zorlukları işaret eden işaretler veya sinyallerdir. Genel olarak dikkat etmemiz gereken ve pek çok organizasyonda problemin ilk belirtilerini şöyle sıralamak mümkün:

o Satışlarda Azalma: Zamanla satışların veya gelirin azalması, pazar talebi, fiyatlandırma stratejileri, müşteri sadakati veya rekabet baskıları ile ilgili bir sorunu işaret edebilir.

o Maliyetlerin Artması: Satış gelirlerinde karşılık gelen bir artış olmadan işletme giderlerinin, hammadde maliyetlerinin veya genel giderlerin artması, verimsizlikleri, maliyet aşımını veya fiyatlandırma baskılarını işaret edebilir.

o Nakit Akışı Sorunları: Sürekli nakit akışı sıkıntıları, müşterilerden gecikmiş ödemeler veya mali yükümlülüklerin (maaş bordrosu veya tedarikçi ödemeleri gibi) karşılanmasında zorluklar, likidite sorunlarını veya kötü finansal yönetimi işaret edebilir.

o Düşük Kar Marjları: Dar kar marjları veya azalan karlılık, fiyatlandırma baskılarını, verimsiz mali yapıları veya giderleri kontrol edememe durumunu işaret edebilir.

o Yüksek Personel Devir Hızı: Çalışanlar arasında yüksek bir devir hızı, memnuniyetsizliği, kötü yönetim uygulamalarını, kariyer gelişim fırsatlarının eksikliğini veya toksik bir çalışma ortamını işaret edebilir.

o Azalan Müşteri Memnuniyeti: Negatif geri bildirimler, şikayetler veya azalan müşteri memnuniyeti puanları, ürün kalitesi, müşteri hizmetleri veya genel müşteri deneyimi ile ilgili sorunları işaret edebilir.

o Envanter Sorunları: Aşırı stok seviyeleri, yavaş hareket eden envanter veya envanter eksiklikleri, talep tahminleri, envanter yönetimi veya tedarik zinciri aksaklıkları ile ilgili sorunları işaret edebilir.

o Kalite Sorunları: Artan kusurlar, ürün geri çağırma veya ürün kalitesi ile ilgili müşteri şikayetleri, üretim süreçleri, tedarikçi kalitesi veya kalite kontrol önlemleri ile ilgili sorunları işaret edebilir.

o Pazar Payı Kaybı: Rakiplere göre pazar payında azalma, rekabet gücünün kaybını, değişen müşteri tercihlerini veya yenilik yapamama durumunu işaret edebilir.

o Hukuki veya Düzenleyici Sorunlar: Dava açma, düzenleyici para cezaları veya endüstri düzenlemelerine uymama, işletmenin itibarı, operasyonları veya finansal performansını etkileyebilecek hukuki veya düzenleyici sorunları işaret edebilir.

o Teknoloji Eskimesi: Güncel olmayan teknoloji altyapısı, yazılım sistemleri veya süreçler, piyasada verimliliği, üretkenliği ve rekabeti engelleyebilir.

o Stratejik Uyum Eksikliği: İş hedefleri, stratejileri ve yürütmenin uyumsuzluğu, karmaşıklığı, verimsizlikleri ve büyüme fırsatlarını kaçırma riskini işaret edebilir.

Bu göstergeleri düzenli olarak takip ederek ve değerlendirmelerini yaparak herhangi bir problem henüz tüm gücüyle ortaya çıkmadan önlem alabilmek ve proaktif yaklaşımla olası kayıpların önüne geçebilmek mümkün olacaktır.

Problem Çözme Teknikleri

Farklı türdeki sorunları ortaya çıkarmakla sona ermiyor tabi ki süreç. Bu problemleri ortaya koyduktan sonra verimli ve etkin bir şekilde çözüme de kavuşturmamız gerekiyor. Bu bağlamda yıllar içinde etkinliği kanıtlanmış ve pek çok işletmenin artık standart prodesürü haline gelmiş bazı problem çözme teknikleri var.

1.     Veri Toplama ve 5N1K

Japon kalite yönetim felsefesi olan Kaizen’in bir parçası olan 5N1K tekniği, temelde bir sorunun en açık şekilde ortaya koyulmasını içerir. Beş tane “N” harfi ile bir tane de “K” harfiyle başlayan toplamda 6 sorunun sorulması ve cevaplanmasıyla problemin tam anlaıyla anlaşılmasını sağlar.

o Ne: İlk adım, sorunu belirlemektir. Sorunun ne olduğunu tanımlayın ve netleştirin. Sorunu anlamak için “ne”, neyi hedeflediğinizi ve neden bu sorunun önemli olduğunu anlamanıza yardımcı olur.

o Neden: İkinci adım, sorunun nedenlerini araştırmaktır. Sorunun neden olduğunu ve kökenine inmeyi hedefler. Bu adım, sorunun altında yatan temel sebepleri bulmanıza yardımcı olur.

o Ne Zaman: Üçüncü adım, sorunun ne zaman meydana geldiğini belirlemektir. Sorunun ortaya çıktığı zaman dilimini, sıklığını ve diğer zamanla ilgili faktörleri inceleyin.

o Nerede: Dördüncü adım, sorunun nerede meydana geldiğini belirlemektir. Sorunun meydana geldiği fiziksel veya coğrafi konumu belirleyin.

o Kim: Beşinci adım, sorunu kimin etkilediğini belirlemektir. Sorunun hangi kişiler, departmanlar veya gruplar üzerinde etkisi olduğunu belirleyin.

o Kaç: Son adım, sorunun boyutunu ve etkisini değerlendirmektir. Sorunun büyüklüğünü, etkisini ve sonuçlarını analiz edin.

5N1K tekniği, sorunların kökenine inmek ve etkili çözümler üretmek için kullanılabilir. Her bir adım, sorunun daha derinlemesine anlaşılmasına ve çözümlerin daha etkili bir şekilde uygulanmasına yardımcı olur. Bu şekilde problemle ilgili ihtiyaç olabilecek bütün verileri de toplamış olursunuz.

2. Pareto, Histogram ve İzleme Diyagramı

İşletmelerin karşılaştığı çeşitli sorunları tanımlamak, önceliklendirmek ve çözebilmek için; pareto, histogram ve izleme diyagramı teknikleri sıklıkla kullanılan tekniklerdendir. Bu tekniklerin ne olduğuna ve nasıl yapıldıklarına birlikte göz atalım:

o Pareto Analizi: Pareto Analizi, 19. yüzyıl İtalyan ekonomisti Vilfredo Pareto’nun gözlemine dayanır ve “80/20 kuralı” olarak da bilinir. Bu kurala göre, birçok durumda, sonuçların %80’i problemlerin %20’sinden kaynaklanır. Pareto Analizi, bir organizasyonun veya işletmenin en önemli sorunlarına odaklanmasına ve bu sorunları önceliklendirmesine yardımcı olur. İlk adım, veri toplamak ve sorunların türlerini belirlemektir. Daha sonra, her bir sorunun ne kadar sık meydana geldiğini ve bu sorunların nedenlerini analiz ederek, en yaygın ve en etkili sorunları tanımlamak için verileri sıralayın. Son olarak, bu analiz sonuçlarına dayanarak, kaynakları en çok etkileyen ve en büyük faydayı sağlayacak sorunlara odaklanın.

o Histogram: Histogram, veri dağılımını grafiksel olarak gösteren bir tekniktir. Histogramlar, verileri belirli aralıklara bölerek her aralıkta kaç veri noktası olduğunu gösteren sütun grafikleri şeklinde sunar. Bir işletme veya organizasyon için kullanıldığında, histogramlar verilerin nasıl dağıldığını gösterir ve belirli bir süre içindeki veya belirli bir süre boyunca meydana gelen olayların sıklığını gösterir. Histogramlar, problemin kaynaklarını ve sıklığını belirlemede ve işletmenin karşılaştığı belirli sorunları analiz etmede kullanılabilir.

o İzleme Diyagramı: İzleme Diyagramı, belirli bir süre boyunca bir sürecin veya olayın değişimini izlemek için kullanılan bir grafik tekniğidir. Bu diyagramlar, zamanla değişen bir değişkenin nasıl davrandığını görselleştirir. İzleme Diyagramları, belirli bir işletme sürecinin performansını veya belirli bir sorunun nasıl geliştiğini anlamak için kullanılır. Örneğin, bir üretim sürecinin izleme diyagramı, sürecin verimliliğini veya hataların nasıl meydana geldiğini analiz etmek için kullanılabilir. İzleme diyagramları, zaman içindeki değişimleri analiz etmek ve sorunların kökenlerini belirlemek için önemli bir araçtır.

3.     Beyin Fırtınası: Beyin fırtınası, yaratıcı düşünme ve problem çözme süreçlerinde kullanılan bir tekniktir. Bu teknik, bir grup insanın serbestçe fikir üretmesine ve yeni ve yenilikçi çözüm önerileri geliştirmesine olanak tanır. Beyin fırtınası, herhangi bir fikri eleştiriye tabi tutmadan, her türlü düşünceyi kabul ederek ve katılımcıların yaratıcılığını serbest bırakarak ortaya çıkan zenginlikten faydalanır.

Beyin fırtınası, ilk olarak reklamcı Alex Faickney Osborn tarafından 1939’da tanıtılmıştır. Osborn, “Düşüncenin Doğaçlaması” adlı kitabında beyin fırtınası yöntemini ayrıntılı olarak açıklamış ve yaratıcı fikir üretiminin nasıl teşvik edilebileceğini tartışmıştır.

Beyin fırtınası genellikle belirli bir problemi çözmek veya belirli bir hedefe ulaşmak için kullanılır. Bu teknik, bir grup insanın bir araya gelmesini ve katılımcıların fikirlerini paylaşmasını sağlar. Beyin fırtınası oturumları genellikle belirli bir konuda odaklanır ve katılımcılara belirli bir süre boyunca serbestçe düşünme ve fikir üretme fırsatı verir.

Beyin fırtınası oturumları genellikle aşağıdaki adımları izler:

o Hazırlık: Oturumun amacı ve hedefleri belirlenir. Katılımcılar, üzerinde beyin fırtınası yapacakları konu hakkında bilgilendirilir ve gerekiyorsa ön bilgi sağlanır.

o Kuralların Belirlenmesi: Oturum lideri, beyin fırtınası oturumunun kurallarını belirler. Bu kurallar genellikle eleştiriye yer olmadığını, her türlü fikrin kabul edileceğini ve katılımcıların birbirini tamamlayıcı bir şekilde destekleyeceğini vurgular.

o Fikir Üretme: Katılımcılar, belirli bir süre boyunca serbestçe fikir üretirler. Herhangi bir fikir veya öneri kabul edilir ve yazılı olarak kaydedilir.

o Fikirlerin Değerlendirilmesi: Fikirlerin değerlendirilmesi ve sıralanması aşamasında eleştiriye yer verilmez. Bunun yerine, katılımcılar üretilen fikirleri gözden geçirir, gruplar veya benzer konseptler arasında bağlantılar kurar ve daha fazla tartışma için potansiyel olarak değerli fikirleri belirler.

o Uygulama Planı Oluşturma: En iyi fikirler seçilir ve uygulanabilirlikleri değerlendirilir. Seçilen fikirlerin uygulanması için bir plan oluşturulur ve işlem adımları belirlenir.

Beyin fırtınası, yaratıcılığı ve inovasyonu teşvik etmek, problem çözme becerilerini geliştirmek ve grup içi iş birliğini artırmak için güçlü bir araçtır. Katılımcıların serbestçe düşünmelerine ve her türlü fikri cesurca paylaşmalarına olanak tanırken, eleştiri ve kısıtlamalar olmadan yeni ve yenilikçi çözümler üretmelerini sağlar.

4.     Balık Kılçığı, Sebep – Sonuç Diyagramı

Balık Kılçığı (İngilizce: Fishbone veya Ishikawa) veya Sebep-Sonuç Diyagramı, problem çözme sürecinde kullanılan etkili bir tekniktir. Bu teknik, bir problemi veya belirli bir sonucu etkileyen farklı faktörleri ve bunların arasındaki ilişkileri anlamak için kullanılır. Balık kılçığı diyagramı, birçok sektörde, özellikle kalite kontrolü, iş süreçlerinin iyileştirilmesi ve kök neden analizi gibi alanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.

Balık kılçığı diyagramı, ilk olarak Japonya’da kalite kontrol uzmanı olan Kaoru Ishikawa tarafından 1960’larda geliştirilmiştir. Ishikawa, bu teknikle bir organizasyonda veya süreçte meydana gelen sorunların kökenlerini bulmanın ve çözmenin daha kolay olduğunu keşfetti.

Balık kılçığı diyagramı, bir balığın kılçığına benzer bir görünümde olduğu için bu adı almıştır. Merkezi bir yatay çizgi, çözümlemeye tabi tutulan problemi veya sonucu temsil eder. Bu çizginin etrafında, problemi etkileyen farklı faktörlerin dalları yer alır. Bu faktörler, genellikle “6M” olarak bilinen altı kategoriye ayrılabilir:

Malzeme: Kullanılan malzemelerin kalitesi, tedarikçilerden gelen malzeme sorunları.

Metod: Kullanılan iş süreçleri, prosedürler veya yöntemler.

Makine: Kullanılan ekipman, araçlar veya makineler.

İnsan: İşçilerin becerileri, eğitimi, motivasyonu ve çalışma koşulları.

Ölçüm: Performans ölçümü ve kalite kontrol yöntemleri.

Çevre: İş ortamı, fiziksel koşullar ve dış etkenler.

Balık kılçığı diyagramı oluşturulurken, problem veya sonuç merkezde yazılır ve ardından bu faktörleri temsil eden dallar çizilir. Her dalın ucuna, o faktör altında daha spesifik sorunları veya nedenleri temsil eden küçük bir okla birlikte bir açıklama yazılır. Bu şekilde, problemin kök nedenlerini belirlemek için birçok farklı faktör göz önüne alınır.

Balık kılçığı diyagramı oluşturulduktan sonra, katılımcılar problemin kök nedenlerini belirlemek için birlikte çalışır ve bu faktörler arasındaki ilişkileri analiz ederler. Ardından, problemin çözümü için uygun adımların belirlenmesine yönelik bir eylem planı oluşturulur.

Bu teknik, problem çözme sürecinde katılımcıları bilgilendirmek, odaklanmak ve organize etmek için etkili bir araç sağlar. Balık kılçığı diyagramı, karmaşık sorunları basitleştirerek, problemlerin kökenlerini belirlemenin ve çözmenin daha sistematik bir yolunu sağlar. Bu da, işletmelerin daha etkili ve verimli çözümler üretmelerine yardımcı olur.

5.     5 Neden (Kök Neden) Analizi

Beş Neden Analizi veya Kök Neden Analizi, bir problemi daha derinlemesine anlamak ve sorunun kökenlerini bulmak için kullanılan bir problem çözme tekniğidir. Bu teknik, bir olayın veya sonucun ardındaki temel nedenleri belirlemek için yapılan sistematik bir analizdir. Beş Neden Analizi, problem çözme sürecinin önemli bir parçasıdır ve çeşitli sektörlerde, özellikle kalite kontrolü, iş süreçlerinin iyileştirilmesi ve güvenlik yönetimi gibi alanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.

Adından da anlaşılacağı gibi, bir sorunun ardındaki nedenleri belirlemek için beş kez “neden?” sorusunu sormayı içerir. Her bir “neden” sorusu, önceki cevabın ardında yatan daha derin bir sebebi açığa çıkarır. Bu teknik, sadece belirli bir sorunun belirgin semptomlarını ele almaz, aynı zamanda bu semptomların altında yatan temel nedenleri de ortaya çıkarır.

Beş Neden Analizi genellikle aşağıdaki adımları izler:

o Sorunun Tanımlanması: İlk adım, çözülmesi gereken sorunun açıkça tanımlanmasıdır. Sorunun ne olduğunu ve neden çözülmesi gerektiğini anlamak önemlidir.

o İlk Nedenin Belirlenmesi: Beş Neden Analizi, sorunun ilk nedenini belirlemek için başlar. Sorunun neden olduğunu belirlemek için “neden?” sorusu sorulur ve bir cevap alınır.

o İkinci Nedenin Belirlenmesi: İlk neden belirlendikten sonra, bu nedenin neden olduğunu anlamak için bir kez daha “neden?” sorusu sorulur. Bu, sorunun daha derinlemesine anlaşılmasına ve kökenlerinin bulunmasına yardımcı olur.

o Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci Nedenlerin Belirlenmesi: Süreç, sorunun kökenlerini belirlemek için üçüncü, dördüncü ve beşinci kez “neden?” sorusu sorarak devam eder. Her seferinde bir önceki cevabın ardında yatan daha derin bir neden ortaya çıkarılır.

o Çözüm Geliştirme ve Uygulama: Beş Neden Analizi tamamlandıktan sonra, sorunun kök nedenleri belirlenir ve bu nedenlerin ortadan kaldırılması veya düzeltilmesi için uygun çözümler geliştirilir ve uygulanır.

Beş Neden Analizi, sorunları daha etkili bir şekilde çözmek için sistematik bir yaklaşım sunar. Bu teknik, problem çözme sürecindeki karmaşıklığı azaltır ve işletmelerin veya organizasyonların sürekli iyileştirme için daha doğru ve etkili çözümler üretmelerine yardımcı olur. Ayrıca, gelecekte benzer sorunların tekrarlanmasını önlemek için önleyici önlemler geliştirmeye de olanak tanır.

6.     Zihin Haritası: Zihin Haritası, düşünceleri organize etmek, fikirleri keşfetmek ve problem çözmek için kullanılan bir görselleştirme aracı ve problem çözme tekniğidir. Bu teknik, bir konseptin veya problem alanının merkezinde bulunan bir ana fikir veya ana konu etrafında dallı bir yapı oluşturarak çalışır. Bu dallar, ana fikre bağlı alt konuları veya ilişkili fikirleri temsil eder. Zihin Haritası, beyin fırtınası oturumlarından elde edilen fikirleri organize etmek, not almak, öğrenme süreçlerini desteklemek ve karmaşık bilgiyi anlamak için kullanılır.

Zihin Haritası, İngiliz yazar ve danışman Tony Buzan tarafından 1970’lerde geliştirilmiştir. Buzan, zihin haritasının beynin doğal düşünme sürecine dayandığını ve insan zihninin doğal olarak görsel ve bağlamsal düşündüğünü savunmuştur. Zihin Haritası, bu doğal düşünme sürecini desteklemek ve güçlendirmek için tasarlanmıştır.

Zihin Haritası oluştururken, genellikle aşağıdaki adımlar izlenir:

o Ana Konunun Belirlenmesi: İlk adım, zihin haritasının merkezinde yer alacak ana konunun veya ana fikrin belirlenmesidir. Bu ana konu, problemi veya keşfedilmek istenen konuyu temsil eder.

o Ana Konu Etrafında Dalların Oluşturulması: Ana konu etrafında, problemi veya ana konuyu daha fazla ayrıntıya indirmek için bağlantılı alt konuları veya fikirleri temsil eden dallar oluşturulur. Bu dallar genellikle ana fikirden dışa doğru yayılan çizgilerle bağlanır.

o Dalların Geliştirilmesi ve Genişletilmesi: Her bir dal, üzerinde daha fazla düşünmeyi teşvik eden alt dallara ayrılabilir. Bu alt dallar, daha spesifik fikirleri veya alt konuları temsil eder.

o Görsel Öğelerin Kullanılması: Zihin Haritası, renkler, semboller, resimler ve çizimler gibi görsel öğelerle desteklenebilir. Bu görsel öğeler, bilginin daha kolay anlaşılmasını ve hatırlanmasını sağlar.

o Düzenleme ve Organizasyon: Zihin Haritası oluşturulduktan sonra, dalların düzenlenmesi, ilişkilendirilmesi ve organizasyonu önemlidir. Bu, bilginin mantıklı ve kolayca takip edilebilir bir yapıda sunulmasını sağlar.

Zihin Haritası, problem çözme sürecinde ve yaratıcı düşünme süreçlerinde kullanılarak fikirlerin organize edilmesini, ilişkilendirilmesini ve görselleştirilmesini sağlar. Bu teknik, karmaşık problemleri parçalara ayırarak daha anlaşılabilir hale getirir ve çözüm yollarını daha açık bir şekilde görmenize yardımcı olur. Ayrıca, öğrenme süreçlerini destekler ve bilgiyi daha etkili bir şekilde anlamak ve hatırlamak için kullanılabilir.

Problem Çözme Çeşitlilik Gerektirir

Çeşitliliği yönetmek, farklı bakış açılarını, deneyimleri ve uzmanlıkları bir araya getirerek yenilikçi çözümler üretmeyi ve daha iyi kararlar almamızı sağlayan bir süreçtir. Özellikle problem çözme süreçlerinde çeşitlilik; farklı bakış açılarını, sosyo-kültürel arka plan gibi özelliklerin öne çıktığı bir alan. Dolayısıyla karşılaştığımız problemleri çözmeye çalışırken, insan kaynağımızın çeşitliliğinden faydalanmamız gerekiyor. Bunu nasıl yapacağımız noktasında ise birkaç önerim olacak:

Kapsayıcı Takımlar Oluşturun: Farklı kökenlerden, kültürlerden, cinsiyetlerden, yaşlardan ve uzmanlık alanlarından bireylerden oluşan çeşitli takımlar oluşturun. Takım üyelerinin, problem çözme sürecine değerli, saygı gören ve dahil hissetmelerini sağlayın.

Psikolojik Güveni Teşvik Edin: Takım üyelerinin, fikirlerini, görüşlerini ve endişelerini açıkça ifade edebilecekleri, yargılanma veya cezalandırılma korkusu olmadan bir ortam oluşturun. Açık diyalog, etkin dinleme ve yapıcı geri bildirim teşvik edin.

İş Birliğini Teşvik Edin: Farklı bakış açılarını teşvik ederek, bilgiyi şeffaf bir şekilde paylaşarak ve karşılıklı destek ve iş birliği kültürünü teşvik ederek iş birliğini ve takım çalışmasını kolaylaştırın.

Farklı Bakış Açılarını Kucaklayın: Çeşitliliğin demografik özelliklerden daha fazlasını kapsadığını ve bilişsel çeşitliliği – düşünme tarzlarındaki, problem çözme yaklaşımlarındaki ve karar alma süreçlerindeki farklılıkları içerdiğini kabul edin. Farklı bakış açılarını kucaklayın ve yaratıcı düşünmeyi teşvik edin.

Çeşitli Problem Çözme Tekniklerinden Yararlanın: Beyin fırtınası, tasarım düşünme, kök neden analizi ve senaryo planlaması gibi çeşitli problem çözme tekniklerinin kullanımını teşvik edin. Farklı teknikler farklı bilişsel stillere hitap edebilir ve benzersiz görüşleri ortaya çıkarabilir.

Kültürler Arası İletişimi Teşvik Edin: Farklı kültürel geçmişlere sahip takım üyeleri arasında etkili iletişimi ve anlayışı kolaylaştırın. İletişimi ve iş birliğini etkileyebilecek dil bariyerleri, sözsüz işaretler ve kültürel incelikler konusunda dikkatli olun.

Net Hedefler ve Amaçlar Belirleyin: Çözülmesi gereken sorunu net bir şekilde tanımlayın ve problem çözme süreci için hedefleri, amaçları ve başarı kriterlerini belirleyin. Tüm takım üyelerinin sorunun ve öneminin paylaşılan bir anlayışına sahip olduğundan emin olun.

Risk Almayı ve Deney Yapmayı Teşvik Edin: Deneme, yenilik ve risk almayı teşvik eden bir kültür oluşturun. Başarısızlığı bir öğrenme fırsatı olarak benimseyin ve takım üyelerinin sıra dışı fikirleri ve çözümleri keşfetmelerini teşvik edin.

Karar Almayı Kolaylaştırın: Tüm takım üyelerini çözümlerin değerlendirilmesi ve seçilmesine dahil eden kapsayıcı karar alma süreçleri kullanın. Eşit katılımı sağlamak için uzlaşma sağlama, çoklu oy kullanma veya liderlik rollerini dönüştürme gibi teknikleri düşünün.

Eğitim ve Gelişimi Sağlayın: Takım üyelerinin kültürel uyum, iletişim becerileri, çatışma çözme yetenekleri ve çeşitli ortamlarda problem çözme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olacak eğitim ve gelişim fırsatları sunun.

Çeşitliliği ve kapsayıcılığı problem çözme süreçlerinde benimseyerek, organizasyonlar, ekiplerinin kolektif zekasını ve yaratıcılığını kullanarak karmaşık zorluklarla başa çıkabilir, yenilikleri teşvik edebilir ve sürdürülebilir başarıya ulaşabilir. Bu stratejiler, farklı bakış açılarını, deneyimleri ve uzmanlıkları birleştirerek daha etkili ve sürdürülebilir çözümler üretmeye yönelik bir çerçeve sunar ve organizasyonların çeşitlilikten güç almasını sağlar.

Problem Kütüphaneniz Var Mı?

Problem kütüphaneleri, problem çözme konusunda bence neredeyse çözüm üretebilmek kadar önemli bir süreç. Burada bahsettiğimiz konu, daha önce karşılaştığınız ve çözdüğünüz problemleri kataloglayarak daha sonra tekrar karşılaşırsanız hızlıca buradan bilgiyi çekebiliyorsunuz. Dolayısıyla zaman içerisinde aynı problemleri birden çok kez çözmeye çalışmak zorunda kalmayacaksınız.

Teknoloji Nasıl İşimize Yarayacak?

Problem çözme süreci de teknolojinin artık daha sık bir şekilde kullanıldığı alanlardan biri. Dolayısıyla burada da teknolojiye uyum sağlamak gerekiyor. Bunun için veri analizi, IoT ve makine öğrenmesi gibi uygulamalardan faydalanabilir; iş zekâsı ve büyük veri teknolojileri aracılığıyla analizlerimizi derinleştirip sorunları daha hızlı ve verimli bir şekilde çözebiliriz.

Burada teknoloji konusuna uzun uzun girmek istemiyorum; çünkü problem çözme konulu bir makalede bu kadar önemli ve ayrıntılarıyla ele alınması gereken bir konuyu aceleye getirmek istemem. Gelecek makalelerimde ele almayı umduğum ve araştırmalarıma devam ettiğim bir konu; merak etmeyin bu konuyla ilgili de bir makale planım var.

Sonuç olarak, uzun lafın kısası diyeyim, bir problem henüz iş sürecini durduracak veya olumsuz sonuçlar doğuracak raddeye gelmeden önce önlem alarak hızlı çözümler geliştirebilmek çok kritik. Bu yazımda genel olarak problemlerin yakalanması noktasında detaylı bilgi vermek istedim. İş dünyası problem çözme yetkinliğine ek olarak, belki de ondan daha önemli olan proaktif bakış açısıyla problemleri oluşmadan engellemek gerekiyor. Dolayısıyla problem çözmeye odaklanmadan önce onu erkenden yakalamaya çalışmalı.

Kaynaklar

https://tanveernaseer.com/how-to-catch-and-solve-problems-early-tom-salonek/

https://upmetrics.co/blog/4-proven-techniques-for-effective-business-problem-solving

https://online.purdue.edu/blog/business/problem-solving-techniques-in-business

https://www.octopusintelligence.com/10-ways-to-catch-and-solve-business-problems-quicker/

https://www.mindtools.com/a3mi00v/5-whys

https://asq.org/quality-resources/problem-solving

https://www.chanty.com/blog/problem-solving-techniques/

https://www.wrike.com/blog/problem-solving-techniques/

https://www.indeed.com/career-advice/career-development/problem-solving-strategies

Diğer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

keyboard_arrow_up