Bugün nesnelerin interneti olarak adlandırdığımız IoT, yakın gelecekte nesnelerle iletişim olarak hayatımıza girecek. Akıllı fabrika, akıllı evler, akıllı sensörler yaşamımızı saracak. 2030 yılına geldiğimizde beş yüz milyar nesnenin internete bağlı olacağı tahmin ediliyor. Masamız, sandalyemiz ve bugün adını bilmediğimiz fakat sağ kolumuz olacak bir nesne en yakın arkadaşımız, yardımcımız olacak.
Arabamızda vücut şeklimizi alan koltuğumuza uzanıp dinlenirken, otonom aracımız bizim konforumuzu bozmadan istediğimiz yere bizi götürecek. Araç ile ulaşmak istediğimiz noktaya gelmeden ortam bizim önceden tanımladığımız özelliklere göre şekillenecek. Belki de çocukluğumuzdan bugüne verilerimizi derleyen bir yapay zekâ o güne kadar keşfetmediğimiz ancak keyif alacağımız bir nesneler ortamını bize sunacak.
‘Bir maniniz yoksa size geliyoruz’ dediğiniz bir restoran siz henüz oraya ulaşmadan daha önceki damak tadı verilerinize göre oluşturulmuş bir yemeği size sunacak. Karşınızda o an birlikte yemek istediğiniz kişinin gerçeğine özdeş sanal görüntüsünü bulabileceksiniz.
Acaba nesnelerle iletişimimiz bizi nasıl değiştirecek?
- Doyumsuzluğumuz daha bir artıp mutluluk sanalı olmayan Kaf dağında mı olacak?
- Her şeye ulaştığımız duygusu benliğimizi tavan mı yaptıracak?
- Ez cümle akıllı nesnelerle iletişimimiz insanlarla iletişimimizi nasıl etkileyecek?
- Fiziksel dünyadan elimizi ayağımızı çekip nesneler dünyasında yaşamayı mı tercih edeceğiz?
Bu soruları cevaplarını analiz eden pazarlama sektörü bizden bir adım önde.
Pandemi döneminde dijital platformlardan alışveriş yaptık. Ancak bu satış oranları mağazalara gidip aldığımız oranlardan düşükmüş. Analiz sonucunda fiziksel olarak denemek, dokunmak, kokusunu almak, üzerimizde görmek bizim daha çok satın almamızı sağlıyormuş. Çevrimiçi olarak yaşanamayacak özel bir deneyim satışlarda fark yaratmış. Çin’deki birçok marka, deneyimleri kişiselleştirmek ve yönlendirmek için algoritmaları, sosyal ticareti ve WeChat’i kullanarak, müşterilere aşırı kişiselleştirilmiş koku önerileri, önceden rezerve edilmiş soyunma odaları ve mağaza içi kafede ayrılmış masalardan onları tekrar ikna etmek için her şeyi sunuyor.
Dijital dünyadan, fijital (Phygital) dünyaya doğru gidiyoruz. Pazarlama da bunun örnekleri yaşanmaya başladı. Oyunlarda prototipler yapılıyor.
Hoş geldiniz sanal evrene (metaverse).
