Yalın felsefe ile ilgili verdiğim eğitimlerin ilk konusu değeri tanımlamakla başlar. Yalın felsefenin temel kavramı israfları tanımlamak ve bu israfları minimuma indirmektir. İsrafı anlatmanın en etkin tanımı da müşteri için değer yaratmayan her bir eylem, malzeme ve de metottur. Değeri, çalıştığım grubun yaptığı iş dalına ve üretim koşullarına göre onlarla birlikte tanımlarız. Grubun düşüncelerini ve deneyimlerini kullanarak ortak bir tanıma ulaşmak için de beyin fırtınası başlatan soruları kullanırım. Farkındalık yaratmanın en iyi yöntemi doğru sorular sorarak anlamları pekiştirmek ve katılımcının algısı ile bunu beyninde bir algı bağıyla ilişkilendirilmesini sağlamaktır.
Değeri ve israfı tanımlamamızı kolaylaştıran sorular
1- Yaptığım eylem; yürüme, operasyon, malzeme taşıma, konuşma, tartışma, eğitim, mail gönderme müşteriye sattığım ürün/hizmet için bir değer üretiyor mu?
2- Üretimdeki operasyonlarımı birleştirme seçeneğim var mı?
3- Teknolojik olarak müşterime daha iyi hizmet sunma seçeneğim var mı?
4- Kullandığım teknolojinin maliyetini müşterim karşılıyor mu?
5- Müşterimin istediği kaliteyi yakalamak için gereksiz adımlar; tamirat, tadilat, ilave operasyonlar, ilave ölçüm yöntemleri nelerdir ve bunları nasıl bertaraf edebilirim?
6- Ambarda, tedarikçimde, nakliyede, gümrükte, tezgâh yanında ve üretim hattında taşınan malzemelerin aslında ne kadarı zorunlu?
7- Alınan eğitimlerin hangileri müşteriye sunulan ürüne/hizmete iyileştirme olarak yansıyor?
8- Her bir çalışanın sisteme yaratıcı önerileri ile katılması için kültür değişimini sağlayacak eğitim, üst yönetim bilgilendirmeleri, motivasyon sistematiği var mı? Ne kadar etkin? Çıktıları nasıl değerlendiriliyor?
9- Şirket politikası, değerleri, vizyonu, misyonu her bir çalışan tarafından biliniyor mu? Her bir çalışan hizmet ettiği değeri biliyor mu? Yaptığı işin olası israflarını değerlendirebiliyor mu? İsrafları ortadan kaldırmak için iyileştirme planı yapabiliyor mu?
10- Poke-yoke gibi basit çözümler ile ürün kalite seviyesini ve kalite güvenceyi sağlayabiliyor muyum?
11- Yaşanılan problemlerin kök sebebini tespit edip tekrarını önleyici sistemler oluşturuyor mıyım?
12- Sektörün önemli aktörlerinden birisi olmak için ne gibi yatırımlar yapıyorum?
13- Nakit akışımı ekonomik öngörüleri dikkate alarak mı yapıyorum?
14- Akçemi devlet bono faizlerinden daha çok değerlendirecek yatırımlarda yönetebiliyor muyum?
15- Borsada güven veren ve yatırım değeri yükselen bir şirket miyim? Değilsen bunu sağlamak için aldığım önlemler nelerdir?
16- Şirketin sürdürülebilirliğini sağlamak için ekonomik forumda belirtilen kriterler için planlamalar yapıyor muyum?
17- Minimum üç aylık periyodlarda şirket KPI’larını gözden geçirip gelişim planına göre revizyonları sistemime dahil edebiliyor muyum?
18- Özellikle kendi sektörümdeki şirketlerde Benchmark yaparak iyileşme planları yapıyor muyum?
Bu sorular ile mevcut durumdaki değer ve israflarımızı tanımladıktan sonra israflarımızı azaltacak planlar yaparak hem şirket hem de marka değerimizi artırabiliriz. İsraflarımız azaldıkça bize fayda olarak dönecek önemli değerler;
1- Karlılığı artırmak
2- Üretkenliği artırmak
3- Akış süresini kısaltmak
4- Stok devir hızını artırmak
5- Zamanında teslimat performansını artırmak
6- Satışları artırmak
7- İşletme sermayesini artırmak
8- İşletme gelirini artırmak
9- Şirket değerini artırmak
10- Marka değerini artırmak
11- Kalite maliyetlerini düşürmek
12- Sürekli iyileşmeyi sağlamak
Şirketimize değer katacak üç temel kaynağımız vardır. Bunlar, çalışanlarımız, üretim yöntemlerimiz ve şirket kültürümüzdür.
Yalın felsefe kapsamında yaptığımız çalışmalar ile elde ettiğimiz gelirin bir kısmını şirket kaynaklarımıza yatırmalıyız. Böylece birbirini tetikleyen, küçük dişliden büyük dişliye güç aktararak ileriye doğru yol alan sürdürülebilir bir sürekli iyileşme sistemine sahip oluruz. Değerlerimiz ile değerleniriz.