İsmi tarihe altın harflerle yazılmış, bütün dünyanın örnek aldığı bir lider. İşte bu ifadeler, Mustafa Kemal Atatürk’ün büyüklüğünü, vizyonunu ve insanlığa katkılarını en iyi şekilde anlatıyor. 20. yüzyılın en önemli figürlerinden biri olan Atatürk, sadece Türk milletinin değil, dünya tarihinin de yönünü değiştiren bir lider! Onun yalnızca Türk halkına değil, bütün insanlığa sunduğu değerleri ve ilkeleri, bugüne kadar yaşatılmaya ve savunmaya devam ediyoruz, edeceğiz de.
Atatürk yaşamını, Türk milletinin özgürlüğüne ve bağımsızlığına adayan, çağının çok ötesinde bir düşünür ve liderdi. Onun devrimleri, sadece siyasi sınırlarla değil, toplumsal yapılarla, kültürel normlarla ve ekonomik sistemlerle de derin izler bıraktı. Cumhuriyet’i kurarken, halkın özgür iradesine ve modernleşmeye olan inancını her fırsatta dile getirdi. Kadın haklarından eğitime, bilimden sanata kadar birçok alanda gerçekleştirdiği reformlar, sadece o döneme değil, gelecekteki nesillere de ışık tutacak kadar derindi…
Bir milletin kaderini belirlemek üzere yola çıkmış olan Atatürk, Cumhuriyet’in temellerini atarken, halkına bir vizyon sundu. O vizyon, özgür, bağımsız ve çağdaş bir toplum oluşturmak, Türkiye’yi dünya ile eşit seviyede bir devlet haline getirmekti. En büyük gücü de halkının yanında olmasıydı. Ne zaman zor bir dönemeçten geçilse, ne zaman milletin umudu tükenmeye yüz tutsa, Ata’mız hep oradaydı. Liderliği ve kararlılığıyla halkını aydınlattı. Modern Türkiye’nin güçlü kadınlarının önünü açarken vizyonu da buydu: Halkı aydınlığa kavuşturmak.
Benim için Atatürk’ün en büyük miraslarından biri de Türk kadınlarına olan inancı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında kadına verdiği değer, sadece bir devrin başlangıcı değildi; aynı zamanda kadınların toplumsal hayatta daha güçlü, daha bağımsız ve daha özgür bir yer edinmesinin önünü açan bir ışık oldu. Atatürk, toplumun yarısını oluşturan biz kadınları sadece ‘evin kadınları’ olarak değil, bu ülkenin gelişmesinde, ilerlemesinde, yeniden doğmasında kritik bir rol oynayacak bireyler olarak gördü.
Kadın Haklarının Temelini Atan İnkılaplar
Atatürk, kadınların sosyal ve ekonomik hayatta eşit bireyler olarak yer alabilmesi için anayasal düzenlemeler yaptı. Bu kapsamda bazı kilit inkılapları aşağıda özetleyeceğim.
Medeni Kanun’un Kabulü (1926)
1926 yılında Türkiye’de Medeni Kanun kabul edildi. Bu da kadınların evlilik, miras, boşanma gibi konularda erkeklerle eşit haklara sahip olmasını sağladı. Kanun sayesinde kadınlar, evlilik ilişkilerinde bağımsızlık kazandı ve miras paylaşımında eşit haklara sahip oldu.
Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı (1930-1934)
Türkiye’de kadınlar, 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme hakkını, 1934 yılında ise milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde ederek siyasi arenaya güçlü bir şekilde dahil oldular.
Bu inkılabı Atatürk şu ifadelerle açıklıyor;
“Bu karar Türk kadınına içtimai ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lâzım gelecektir. Türk kadını evdeki medeni mevkiini salahiyetle işgal etmiş, İş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasi hayatta Belediye Seçimlerinde tecrübesini yapan Türk kadını, bu sefer de mebus seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu salahiyet ve liyakatle kullanacaktır. Bu notla en mühim inkılâplardan birini anmış oluyoruz.»
Bu da kadınların toplumda daha görünür ve etkin bir rol üstlenmesinin önünü açtı. Birçok Batılı ülkede bile bu haklar henüz kadınlara verilmemişken Atatürk’ün bu cesur hamlesi, Türkiye’yi kadın hakları konusunda öncü bir ülke haline getirdi. Bugün hâlâ gururla hatırladığımız bu adımlar, bizlere toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemini bir kez daha gösteriyor. Atatürk’ün kendi çağının ötesinde bir lider olduğunun bizler için bir göstergesi daha…
Eğitimde Kadınların Yükselişi: Çağdaş Bir Türkiye’nin İnşası
Atatürk, kadınların topluma katkı sağlaması için eğitim almasının şart olduğunu düşünüyordu. Bu nedenle Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren eğitimde cinsiyet ayrımını ortadan kaldırmak için büyük bir mücadele verdi. Eğitim reformları, kadınların daha fazla okula gitmesini sağladı ve onları modern Türkiye’nin temel yapı taşlarından biri haline getirdi.
Atatürk’ün bu ileri görüşlü politikaları sayesinde kadınlar, yalnızca aile içerisinde değil, iş dünyasında, akademide, siyasette ve sanatta da varlık göstermeye başladılar. Onun eğitim konusundaki bu ilerici yaklaşımı, Cumhuriyet’in modernleşme hedeflerini destekleyen bir yapı taşı niteliğindeydi. Eğitim aynı zamanda kadınları güçlendirmenin yanı sıra, Türkiye’nin aydınlık geleceğini şekillendiren güçlü bireyler yetiştirilmesine de zemin hazırladı. Atatürk’ün kadınların eğitimine verdiği bu değer, bugün hâlâ topluma ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
“Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır: Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmaktır.”
Atatürk, kadınların ekonomik bağımsızlık kazanmasının önemini kavramış bir lider olarak, onların iş hayatına katılımını da teşvik etti. Erkeklerle eşit bir biçimde iş hayatında yer almanın yalnızca kadınları değil, aynı zamanda tüm toplumu ileri taşıyacağını öngörüyordu. Bu vizyon sayesinde bugün Türk kadınları olarak iş dünyasında, sanat, bilim ve teknolojide büyük başarılara imza atıyor, birçok alanda liderlik pozisyonlarında yer alabiliyoruz! Ve yine onun sayesinde iş hayatında daha güçlü, daha etkili ve kendi ayakları üzerinde duran bireyler olarak ülkemize hizmet ediyoruz.
İşte Atatürk böyle bir liderdi. Kadınları toplumun her aşamasına dahil etmek ve bireysel olarak güç kazanmalarını sağlamak için mücadele verdi.
Bir Cumhuriyet kadını olarak ben de Atatürk’ün bizlere sunduğu bu eşitlikçi bakış açısını ve özgürlük yolunu hiçbir zaman unutmayacağım. Bugün gittiğim her adımda, aldığım her eğitimde, kendimi ifade ederken, ona duyduğum minnettarlığı ve bana verdiği gücü hissediyorum. Bu güç, sadece bana değil, her bir Türk kadınına, her bir Türk insanına verilmiş bir miras.
Atatürk’ün vizyonu, kadınları sadece Cumhuriyet’in kazanımlarına dahil etmekle kalmadı, aynı zamanda bizlere kendi gücümüzü keşfetme cesareti verdi. Kadınların toplumun her alanında, her meslek grubunda var olabileceği bir dünyayı kurarak, bizlere sadece kendi hayatlarımızı değil, toplumun geleceğini şekillendirme gücünü de kazandırdı.
Atatürk’ün Kadınlarla İlgili Sözleri
Ulu önderimizin biz kadınlar için söylediği birbirinden kıymetli cümleleri de yazıma eklemek, sizlerle paylaşmak istedim;
«Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır.»
«Bu, kadın konusunda cesur olalım, kuşkuyu bırakalım. Açılsınlar. Onların dimağları gerçek bilgi ve sanat ile bezensin. İffeti, bilimi sağlıklı biçimde açıklayalım. Şeref ve haysiyet sahibi olmalarına birinci derecede önem verelim.»
«Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.»
«Bizce Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır.»
Atatürk, kadınları Cumhuriyet’in öznesi yapmakla, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada kadınların güçlenmesi için büyük bir adım attı. Ben de inanıyorum ki her Türk kadınının içinde Atatürk’ün vizyoner ruhu ve onun özgürlük aşkı yaşıyor.
Bizler, Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözünden ilham alarak, bir adım daha ileriye gitmek için cesaret buluyoruz. Çünkü biz kadınlar Atatürk’ün bizlere sunduğu eşitlikçi, özgür, bağımsız bakış açısıyla büyüdük ve bu bakış açısı bizi her geçen gün daha da güçlü kılıyor. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kere daha sonsuz minnetle anıyorum. İyi ki onun gibi bir liderin önderliğinde kurulmuş ülkenin kadınları olarak, onun değerlerini bugün hâlâ yaşatıyor ve yüceltiyoruz!
Kaynakça
https://ttk.gov.tr/ataturk-ve-turk-kadini/
https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/ataturk-doneminde-kadin-haklari
https://tr.wikiquote.org/wiki/Mustafa_Kemal_Atat%C3%BCrk/Kad%C4%B1nlar
https://www.cydd.org.tr/haber/turk-medeni-kanununun-kabulu-1289/